Yakın zaman önce Hakkında Detaylar

Yakın zaman önce bir akşam uzun zamandır hasret kaldığımız canlı müzik hayali ile Kaleiçinde samimi bir mekana gitmiştik. Gidiş saatimiz işlerimiz sebebi ile alkolün kullananları etkisi altına aldığı saatlerdi sanırım

 

Arka masamızda harika güzellikte yaratılmış yirmili yaşlarında iki güzel genç kız vardı. Kızlardan biri alkolü biraz fazla kaçırmış diğeri ise onu durdurmaya çalışıyordu. Lavaboya gitmek için ayağa kalktığında kafasını sağa sola çarpıyor ve kelimeleri ağzında yuvarlıyordu. Biraz sohbet ettik. Taksiyle eve döneceklerinden bahsettiler. İçim cız etti. Yanında arkadaşı olmasaydı taksiye kadar bile gidemez kaldırımda uyur kalırdı.

Başka bir akşam yine Antalya nın tarihi konakları ve gözalıcı güzelliği ile çok sevdiğim Kaleiçinde biraz yürüyüp müzik dinlemek için oturduğumuz mekanda sağımızdaki masada evli bir çift alkolün etkisiyle sürekli çılgınlar gibi dans ediyor, solumuzdaki masada üç tane prensesler gibi genç kız ve üç delikanlı eğleniyordu. İçlerinden birinin doğum günüydü sanırım. Kendilerinin ismi söylenmedi diye müziğin bittiği sırada onca kalabalığı geçip isimlerini söyletmek için sahneye fırlamışlardı. Biraz rahatsız edici geldiğini düşündüğüm anda kendime kızarken yakaladım kendimi. Onlar genç ve eğleniyor kimseye verdikleri bir zarar yok dedim. Aslında rahatsız olduğum konu kendilerini düşürdükleri durumdu. Beni rahatsız edecek bir davranışta bulunmadılar aksine gayet sıcak ve saygılılardı. Bir müddet sonra sağımız ve solumuzdaki masalar birbiri ile tanıştı ve birlikte eğlenmeye başladılar. Evli çift ve üç güzel genç kız eğleniyordu. Bir ara evli çiftlerden kadın olanın kocasına birlikte eğlendikleri kızlardan hangisini beğendiğini sorduğunu duydum. Şaşırdım samimiyetle kalpten konuşmayla ilişkilendirmeye çalıştım... yanlış anlamış olmayı istiyor, kötü düşünmek istemiyordum hatta ihtimal bile vermiyordum. Kalkalım dedik ve biz oradan ayrıldık... Başka bir mekana gittik ve yaklaşık on dakika sonra aynı ekip hep birlikte bizim gittiğimiz mekana geldi. Selamlaştık, çok sıcak kanlı, hoş sohbet kızlardı. Hatta kızlardan biri rehberlik ve psikolojik danışmanlık yaptığını söylemişti. Kalabalık sebebi ile kimsenin olmadığı balkona geçmeyi istedik. Balkondan sahneye baktığım açıda olduklarını fark ettim ve birden gözüm ilişti. Gördüklerime inanmak istemiyordum. Lütfen biri bana o anda ne yapmam gerektiğini ve en doğru davranışın ne olduğunu söylesin diye düşündüm. Lütfen dedim şaka olsun, yanlış görmüş olayım...Eşine yeni tanıştıkları arkadaşlarından hangisini beğeniyorsun sorusunun ardından genç delikanlı birini seçmiş ve ona eşiymiş gibi davranıyor, eşi ve diğer kızlarda karşılarında dans ediyorlardı... çok eğlenceliymiş ve komikmiş gibi olayı normalleştirmişlerdi... ve biz mekandan hemen ayrıldık...

... ayrıldıktan sonra kapının önünde çok düşündüm ne yapmam gerekli diye... geri dönüp kızı kolundan tutup dışarı mı çıkartmalıydım, evli olan kıza mı birşeyler söylemeliydim... kalbim ağzıma gelmişti... çok hem de çok üzgündüm...

Tüm enerjim çekilmiş olarak eve geldim... olayın üzerinde belki onbeş gün geçti halen etkisinden kurtulamadım... burada kimseyi yargılamak gibi bir niyetim yok elbette... yargılanması gereken varsa belki bizleriz... bu çocuklar maksimum yirmisekiz yaş civarindalar... eksik olan birşeylerin sonucu ortaya çıkan bu tabloda bence hepimizin düşünmesi ve gereken özeni ve önemi göstermesi gereken durumlar olduğunu düşünüyorum...

Karanlıkta kalmış bu gençlere ışık olmak, maddi, insani ve ruhani yönü olan üç tür eğitimin hangisinin eksik kaldığını görebilmek, benim çocuğum zihniyetin çıkıp bizim çocuklarımız olduklarını ve ilahi sistemde bu alanda sorumlu kılındığımızı idrak ederek toplumsal sorumluluk olan örnek olabilme, gereken zamanı ve çabayı ayırabilme, doğruyu ve yanlışı gösterebilme konusunda çabamız gerektiğini hatırlama vaktimiz geçiyor sanki!

Alıntıda; varlık dünyasını düşündüğümüzde mineral, bitki, hayvan ve insan alemlerinin her birinin bir eğitmene ihtiyaç duyduğundan, bir bahçenin bahçıvana, toprağın çiftçiye ihtiyacı olduğundan ve bir kimsenin vahşi doğaya bırakılırsa hayvansal davranışlar göstereceğinden ancak eğer eğitilirse başarının en yüksek noktasına erişilebileceğinden bahsediyor.

Ve üçtür eğitimden bahsediyor... beden gelişimi ile ilgili olan maddi eğitimden, medeniyet ve ilerlemeyi kapsayan insani eğitimden ve ilahi mükemmellikler elde etmeyi içeren ruhani eğitimden.

İlerleyebilmek için bu üç eğitimede aynı oranda ihtiyaç olduğundan da..." Benim mükemmel bir zekam var ve eğitmene ihtiyacım yok" diyen birinin, bir çocuğun "benim eğitime ihtiyacım yok; ben akıl ve zekama göre hareket edeceğim ve kendi başıma mükemmelliğe kavuşacağım" demesi gibi olacağından bahsediyor.

Bizler biraz düşündüğümüzde ve etrafımıza kendimizide dahil ederek dikkatle baktığımızda yine bireysel rahatını düşünerek hareket eden ve ibadeti bile cennetten köşk ayırtmak için yapan ve bunu sorgulamakta zayıf kaldığımız için ve önce kendimizin ruhani eğitime olan ihtiyacını fark edemediğimiz için ve tabi ki evlatlarımıza da veremediğimiz bilgi eksikliğinin bedelini bugün hep birlikte ödediğimizi görebiliriz!!!

Doğrunun yalnızca bir olduğu ve her insanın ruhunun buna ihtiyaç duyduğu bu özel günlerde gördüklerimiz ve yaşadıklarımızın sebebi bizi kızdırıp onlara yukarıdan bakmak ve azarlamak yerine belki de dönüp kendimize bakmak içindir!

Çok üzülerek dün akşam konyaaltı sahilinde tanık olduğumuz bir gencin yaşamının sonlandığı bir fotoğraf ile hepimizi sevgi ile düşünmeye ve hakikate çok acil ihtiyacımız olduğunu yoksa bu gemide hep birlikte boğulacağımızı fark edip harekete geçmeye davet ediyorum... fark edebilmek ve uygulayabilmek ümidiyle..Gürcan Giray