Oruç nedir, Niçin oruç tutuyoruz Hakkında Detaylar

Orucun Arap dilindeki karşılığı savm kelimesi olup, bu kelime bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi manalarına gelmektedir

 

Terim olarak ise, “tan yerinin ağarmasından güneşin batma vaktine kadar, bir gaye uğruna bilinçli bir şekilde yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durup nefsi dizginlemek” olarak tanımlanmaktadır.

Tüm dinlerde varoluş için sorumlu kılınan bir durum.

Peki neden sorumluyuz ki? Tutmasak olmaz mı?

Bilgisayarı ya da herhangi bir ürünü üreten firma kullanma talimatını mutlaka ürünün üzerine ekliyor ve garanti kapsamına girebilmesi için bu şartlara uygun kullanmak gerektiğini, aksi takdirde garanti kapsamına girmediğini belirtiyor! Sanki bizi Yaratan güçte bunu kastediyor.

Amerika'da yapılan bir araştırma sonucu yayınlanan makalede insan vücudunun sağlıklı çalışabilmesi için belirli dönemlerde organların dinlenmesine ihtiyaç olduğunu okumuştum. Şu an kaynağa ulaşamadığım için kaynak belirtemiyorum. Merak edenler araştırabilirler.

Psikolojik açıdan ise en büyük başarının insanın kendi iradesine sahip çıkmak ve kendimiz için iyi olanı tercih edebilme, iyi ve kötüyü ayırt edebilme yetimiz olduğundan bahsediliyor. Jules Payot'un İrade Terbiyesi isimli kitabında bu konuda detaylı bilgi verilmiş ve çocuk yetiştirirken en çok dikkat etmemiz gereken konunun bu olduğuna değinilmiş. Rahmetli Doğan CÜCELOĞLU da yaptığı çalışmalarda bu durumun önemini belirtmektedir.

Yakın zaman önce katıldığım bir seminerde bir psikolog tarafından yapılan açıklamada ailelerin korumacı davranışlarındaki aşırılığın bazen çocuğa zarar verecek kadar dozunun yüksek olduğu, hatta öyle ki açlığa dayanamaz endişesi ile çocuğu (sorumlu olduğu yaş için söylüyorum) Yaratacı'dan bile koruyarak sorumlu tutulduğu oruçtan vazgeçirildiğine değinilmişti.

Ve konuyla ilgisi olduğunu düşündüğüm için sevgili babamın benimle paylaştığı bir konuya da değinmek istiyorum. Çocuklara Allah'ı resmetmelerini istenmiş ve çıkan sonuç onlara nasıl anlatıldığı ile yakından ilişkisini göstermiş. Kimi alev yapmış hep yaktığından bahsedildiği için, kimi kalp yapmış sevgisinden bahsedildiği için kimi de GS_FB resimleri çok büyük olduğu için... çok masum değil mi?

Şöyle bir etrafımıza bakıp hep birlikte neler olduğunu düşünelim istiyorum... sorumluluk almaktan kaçan, haklarının sonuna kadar kendi ekseni etrafında döndüğünü düşünen, vermek değil almak üzerine kurulmuş alma ve verme dengesinden uzak, hep ben haklıyım diğerlerinin hakları önemli değil zihniyetinde, her şeyin bir bedeli olduğunun farkında olamayan ve dolayısıyla ne kendisine ne de çevresine sevgi ve saygı veremeyen ve dolasıyla bunu alamayan ve hissedemeyen insansı varlıklar olarak yaşamaya çalışıyoruz.

Vermeden almak!

Kulağa hoş geliyor değil mi? Halbuki farkına varabilirsek eğer verdiğimiz kim? BİR olduğumuzu hatırladığımızda daha farklı bakabilir ve verdiğimizin de kendimiz olduğunu hatırlayabiliriz belki de! Ve işte o zaman iyiliğin yapılandan çok yapana iyi hissettirdiğini de...

Ben niyet ediyorum bendeki kötülükleri bırakıp yerine iyilikleri koymaya dediğimizde içimizde bir huzur beliriyor sanki... İrademle kötü düşüncelerden, kötü sözlerden, kötü davranışlardan vazgeçiyor ve yine kendi irademle iyiliği ve doğruyu seçiyorum diyebilmek! Bu arada iyi ve doğruyu araştırmak ve bulmakta bizim sorumluluğumuz diyebilir miyiz! Orucun islami sohbet manasına bütünsel baktığımızda yine kendimizin iyilik hali sanki ne dersiniz? Ama kastedilenin kesinlikle sadece fiziksel açlık olduğunu düşünmüyorum. Bir de ülkemizde anlaşıldığı şekilde sahur ve iftarların israfa ve sağlığı tehlikeye sokacak şekilde tüketmek olmadığını da.

Yaratıcının bizleri sevgisinden yarattığını, bütün dinlerin BİR olduğunu ve aslında aynı şeyleri tavsiye ettiğini, en iyi halimiz için rehberler gönderdiğini, orucun mana olarak bizlere empatiyi, ruhsal ve bedensel arınmayı, paylaşmayı, şükretmeyi, bizdeki taşları (nefsani aruzlar) vererek yerine inciler almayı ve tüm bunları kendi çabamızla gerçekleştirmeyi ve en çokta bunu başarabilmenin farkındalığı ile düşünebilmeyi diliyorum.

Bilim ve İlim içiçe... fark edebilmek, seçebilmek ve hissedebilmek ümidiyle... Gürcan Giray